Ben ve ekibimiz açılışı organize etmek için etrafta koştururken, 25 numaralı hane reisi Musa Bey’i bir anda fark ediyorum. Evinin önüne koyduğu dikiş makinasının yanındaki poşetlerde yama yapılacak, söküğü dikilecek onlarca elbise olduğunu görüyorum. Bilirsiniz burada aynı şeyler tekrar tekrar giyilir, tamir edilir, olmayanlar olanlara, büyüklerden küçüklere devredilir.
Bizler oradan buradan bilinç altımıza hücum edilen reklamların büyüsüne kapılıp, AVM’lerde inanılmaz bir tüketim çılgınlığına sürüklenirken, giyinme odalarımıza dolaplar, askılıklar yetmezken, terziliğinden kazandığı aylık birkaç bin şilin (tahmini günlük 1 USD gelir) ile birlikte evini geçindiriyor, bir yandan da tuşlu telefonundan sohbetini ediyordu Musa Bey. Akıllı köy projesi açılışı için geldiğimiz bu güzel köyün sakinleri, toplum temelli birlikteliklerini, Ubuntu felsefesi ile yaşatmaya devam ediyorlar. İçine doğdukları bu toplumu içten bir sahiplenme, anlayış ve dayanışmayla koşulsuz bir sevgi temeline dayanan ve sözlerle, davranışlarla çocuklarının da iliklerine kadar işlenen Ubuntu felsefesi, “biz varsak ben varım” anlamına geliyor. Sahip oldukları bu felsefe de elbette İdea Universal’ın Afrika’da gerçekleştirdiği birçok projesinden biri olan akıllı köy projesine de tam destek ve koruma iç güdüsü ile yaşatacaklarına dair bir güvencedir. Her çeşmenin açılışında bu felsefesi benim de iliklerime işliyor artık.