2022’de dikkatle takip etmemiz gereken 10 kriz

Son iki yıldır tüm dünyanın mücadele ettiği pandemi, krizlerin etkisini daha da artırdı. Su, gıda krizi, artan yoksulluk, sosyal eşitsizlik, mülteci sorunu, yüksek enflasyon ve sınır çatışmaları ilk akla gelenler. Peki, 2022’de bizi neler bekliyor? IDEA Universal Uluslararası Kalkınma ve Çevre Derneği olarak etkilerini yoğun hissedeceğimiz krizlere dikkat çekmek istedik.

Covid-19 yoksulluk oranını artırıyor

Covid-19, ülkeler arasındaki eşitsizlikleri tamamen gözler önüne serdi. 2022’de ekonomik krizin derinleşmesi, bu eşitsizliği daha da keskinleştirecek gibi görünüyor. Pandemi, aşırı yoksulluk oranını artırdı ve yirmi yıllık düşüş eğilimini sona erdirdi. Uluslararası kuruluşların çabalarına rağmen, halen adil aşı erişiminin olmadığı yerlerde çözüme gitmek zor. Yoksulluk sınırına yeni geçmiş ülkelerin durumu belki değişebilir ama uzmanlara göre dünyanın salgından önce de sorunlu olan bölgelerinde ekonomik etkiler çok daha uzun süre hissedilecek. Süreç, çatışmalar veya aşırı yoksullukla mücadele eden ülkelerin toparlanmasını daha da zorlaştıracak.

Gıda krizi derinleşiyor

Son araştırmalara göre gıdaya ulaşmakta güçlük çeken insan sayısı 283 milyona kadar çıktı. Bu daha önce eşi, benzeri görülmemiş bir rakamdı! Burkina Faso, Etiyopya, Nijerya, Güney Sudan ve Yemen, gıda krizini en çok yaşayan ülkeler arasında. Uzun süredir devam eden politik çatışmalar, ne yazık ki daha fazla insanı, “beslenmeye bağlı ölüm olasılığı” derecesini anlatan “acil” kategorisine itti. Tabii ekstrem iklim koşulları da gıda krizini derinleştirdi. Afganistan ve Güney Madagaskar’da uzun süren kuraklık, bölgelerin gıda kriziyle mücadele etmelerini zorlaştırdı. Afrika Boynuzu’nun bazı bölgelerinde son dört mevsimden beri halen kuraklığa son verecek yağmurlar bekleniyor. Gıda fiyatlarının artışı başka bir endişe kaynağı. 2021 yılında dünya genelinde buğday ve mısır fiyatlarında yüzde 40’a varan bir artış yaşandı. Bu son 10 yılın en yüksek artışıydı.

İklim değişikliğinin gizli tehditleri

Artan sıcaklıkların sağlığa yönelik tehditleri, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına, su kıtlığı ve gıda güvensizliğinden kaynaklanan yetersiz beslenmeye kadar gidiyor. Tüm dünyada sıcaklık artışını sınırlama çabaları sürerken COP26 Glasgow İklim Zirvesi’nde kaydedilen ilerlemenin 2022’deki potansiyel zorluklar nedeniyle şimdiden tehlikede olduğu tartışılıyor. The Lancet de dahil olmak üzere 200’den fazla önemli tıp dergisinde yayınlanan yazılarda, yükselen sıcaklıkları dizginlemedeki bu başarısızlığın “küresel halk sağlığına yönelik en büyük tehdit” olduğu vurgulandı. Uzmanlar, 2022’de dünya çapındaki politik gerilimin iklim gündemini geri planda tutacağından endişe duyuyor.

Küresel su sorunu alarm veriyor

Birleşmiş Milletler 2020 Gıda ve Tarım Raporu’na göre dünya genelinde 1 milyar 200 milyon insan su sıkıntısı yaşıyor. Kişi başına düşen su miktarı son 20 yılda yüzde 20 azaldı. Bu oran Kuzey Afrika’da ve Batı Asya’da ise yüzde 30’a kadar çıkıyor! Bu çarpıcı rakamlar bize bazı coğrafyalarda içme suyuna bile ulaşılamazken hijyenin çok uzakta olduğunu gösteriyor. İleriye yönelik araştırmalar mevcut su rezervinin dünya nüfusunun ihtiyacını karşılamaya yeterli olmayacağını öngörüyor. Yılda 7 milyon kişi suyla alakalı hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde içme suyuna ek olarak kullanılabilir su düzeyi de tehlikeli boyutlara ulaşacak.

Enflasyon yükseliyor

Artan enerji, gıda fiyatları, tedarik zincirlerindeki sorunlar, lojistik giderleri ve hammadde konusundaki sıkıntılar sebepleriyle yükselen enflasyon oranları, geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkiledi. Uzmanlara göre enflasyondaki bu yükseliş 2022 yılında da devam edecek.

Ekonomik raporlar, küresel enflasyonda bir önceki yıla oranla görülen artışın bazı ülkelerin faiz oranlarını artırmasına yol açabileceğini belirtiyor.

Tedarik zincirindeki sorunlar artıyor

Koronavirüs salgını, tedarik zincirinin bozulmasına neden oldu. Gübre, enerji, nakliye ve işçilik maliyetlerindeki ciddi artış, tedarik zincirlerini olumsuz etkiledi. Tüketicilere aşırı pahalılık olarak yansıyan bu durum aile bütçesinin ciddi kısmının gıdaya ayrılmasına sebep oluyor. Haliyle gıda krizi gelişmekte olan ülkelerde çok daha ciddi derecede hissediliyor. İngiliz The Guardian gazetesine göre, tedarik zincirindeki sıkıntı en az iki yıl daha sürebilir. Salgının başında kapasitelerini azaltan firmalar, talepte artış yaşanınca mallarını tüketiciye ulaştırmakta zorlandı.

Mülteci krizi derinleşiyor

Son yılların en önemli sorunlarından biri olan mülteci krizinin 2022’de tüm dünyada artması bekleniyor. Savaş, kuraklık, kıtlık ve terör gibi sorunlar nedeniyle milyonlar 2021 yılında göç etmek zorunda kaldı. Suriye, Afganistan, Sudan, Güney Sudan, Somali, Myanmar, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Yemen, Etiyopya ve Nijerya’da sorunlar halen devam ediyor. Bu ülkelerden zorunlu göçün bu yıl da sürmesi bekleniyor.

Krizlerin maliyeti yükseliyor

Covid-19, politik çatışmalar ve iklim değişikliği gibi dünyadaki majör krizlere çözüm bulmanın maliyeti 2022 yılında rekor seviyeleri aşacak. İklim krizinin etkileri ise artık güçlü fırtınaların veya yükselen denizlerin fiziksel hasarının çok ötesine geçiyor. Önceki yıllarda, iklim değişikliği bir risk çarpanı olarak vurgulanıyordu ancak şimdi, artan sağlık riskleri, iklim koşullarının gizli maliyetleri olarak ortaya çıkıyor.

Uluslararası ilişkiler geriliyor

2022’de ülkeler arası gerilimin ve çatışmaların, ekonomik sorunlar sebebiyle daha da artması bekleniyor. ABD ile Çin ve Rusya arasındaki gerginliğin süreceği belirtiliyor. Avrupa Birliği ile İngiltere arasındaki mesafe ise giderek açılıyor. Hatta Birlik içindeki çatlak seslerin artabileceği, Polonya ve Macaristan ile AB arasındaki anlaşmazlığın krize dönüşebileceği yorumu yapılıyor. Rusya’nın Ukrayna ile yaşadığı kriz de büyüyebilir. Bölgede sıcak çatışma yaşanmasından endişe ediliyor.

Enerji krizi devam ediyor

2021 yılı tüm dünyada petrol, kömür ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının fiyatlarında rekor artışların yaşandığı enerji krizine sahne oldu. Maalesef bu tablo 2022 yılında da devam edecek gibi görünüyor. Salgın döneminde düşen enerji üretimi henüz ivme kazanmadan talebin hızla artması, enerji fiyatlarını rekor seviyelere çıkararak piyasalarda aksaklıklara neden oluyor. Söz konusu enerji krizi, salgın döneminde istihdam kaybıyla mücadele eden ülkelerin yüksek fiyatlar nedeniyle daha da zarar görmesine yol açıyor. Yeşil enerji dönüşümü amacıyla uygulanan politikaların 2022’de hayata geçirilmesi gerekiyor.